ABDULLAH İĞCİ1, MAHMUT MÜSLÜMANOĞLU1, VAHİT ÖZMEN1, YAVUZ BOZFAKİOĞLU1, MUSTAFA KEÇER1, TEMEL DAĞOĞLU1, ALTAN İPLİKÇİ2

1İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi ABD, Çapa/İSTANBUL
2İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Patoloji, ABD, Çapa/ İSTANBUL

Özet

Kliniğimizde 1988-1991 yıllan arasında spontan meme başı kanlı akıntısı olan 38 hasta tetkik ve tedavi edildi. Yaş ortalaması 39 olan (en küçük:24, en büyük:67) olguların 4 ve 5. dekadda yoğunlaştığı gözlendi. 26 olguda tek taraflı, 12 olguda çift taraflı kanlı akıntı tespit edildi. Tek taraflı akıntıların 4'ünde (%15), çift taraflı akıntıların 2 sinde (%16) histopatolojik olarak papillomatozis saptandı. Galaktografi yapılan ve papillomatozis tanısı konulan 9 hastanın ikisinde (%22) histopatolojik olarak papillomatozis varlığı gösterildi, 7 hastada ise (%78) papillomatöz oluşumlu ve duktal ektazill fibröz displazi tanısı konuldu. Meme başı sitoiojik incelemesinde köpüksü hücreler ve duktal hücre grupları olarak bildirilen 25 hastanın 6 sında (%24) papillomatozis, 14 ünde (%56) papillomatöz gelişmeler gösteren fibröz displazi, 5 inde (%20) duktal ektazili fibröz displazi saptandı.

Kanlı meme başı akıntısı ile birlikte kitle bulunan 6 hastanın 4 ünde (%66) karsinom, 2 sinde (%33) papillomatöz oluşumla fibrokistik hastalık saptandı.

10 hastada retroareolar kanalların eksizyonu, 7 hastada genişletilmiş kanal eksizyonu, 17 hastada kanal eksizyonu, kanser tanısı konulan 4 hastada ise modifiye radikal mastektomi yapıldı.

Meme başı kanlı akıntısı olan 40 yaşın altındaki hastalara kanal veya genişletilmiş kanal eksizyonu, 40 yaşın üzerindekilerde ise retroareolar toplayıcı kanalların eksiz-yönünün tercih edilen tedavi olduğuna inanmaktayız.